15 Ağustos 2009 Cumartesi

rimelin bir kızın hayatındaki mucizesi

üzüntüden değil sinirden ağlıyorum ben.ellerimi kanatırcasına yoluyorum, uzattığım tırnaklarım ilk kez işe yarıyor.bağıra bağıra ağlıyorum ama.susmak, yenilmek gibi.yenilgiye tahammülüm yok şu an... çenemde biriken damlalar göğsüme düşüp atletimden içeri akıyor.hissettiğim hafif ürperti bu sıcak yaz gününde ağlamamdan bana kar kalıyor.hazır kendimi susturamazken aklıma salakça bir fikir geliyor.hemen banyodan makyaj malzemelerimi karıştırıyorum.ve evet!işte rimel! ağlarken rimeli süremeyeceğim için susuyorum ama çok da uzun bi sessizlik değil bu.birkaç saniye sonra eskisinden de şiddetli ağlamaya başlıyorum.2 dakika kadar sonra salak amacıma ulaşmış bulunuyorum:ağlayan bir kız ve gözyaşlarıyla kendine yol yapmış akan rimel.star tivinin ,yayınlamaktan bıkmadığı, 10 yıl önce çekilen amerikan filmlerindeki esas kızlardan farkım yok artık. sarı plastik bardağımdaki limonatadan bir fırt alıp yatıyorum.sabahleyin bana dün geceden hatıra olarak yer yer siyah bir yastık kılıfı ve yapış yapış plastik bir bardak kalıyor.olsun o da yeter,bende sinir kalmadı ki:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder