15 Ağustos 2009 Cumartesi

onu geçen gün evimizin bahçesinde gördüm.çimenlere uzanmış gökyüzünü seyrediyordu.ilk günler ses çıkarmadım ama sın 1 hafta her gün bahçemize gelip gökyüzünü izlemesi ilginçti ve nedense içtenlikli bir hüznü vardı. en sonunda sessiz arkadaşlığımızı bozmaya karar verdim.geçen gün onu yanıma çağırdım.konuşmaya çalışsam da beni dinlemiyor, sadece gökyüzüne bakıyordu.çok da şanslıydı;son bir haftadır bulut dahi yoktu gökte.en son aç olup olmadığını sorduğumda hızlıca başını salladı.evde de sadece kendi yaptığım çikolatalı kurabiyeler ve süt vardı,yiyebileceği. 2 dakika sonra koca bardak süt, yarılanmıştı.artık ,en azından vicdan azabıyla, sorularıma cevap verir diye umuyordum ama beklentilerimi boşa çıkaran sevimli bir erkek çocuğuydu bu. ben de sustum.aklımda hikayemizin ne kadar sıradan olduğu vardı:kurabiyeler,süt,sevimlibir erkek çocuğu ve mutlu bir ev kadını... sonraki günler de sürekli geldi.her gün gökyüzünü izliyor,kurabiye yiyor ve hava kararınca gidiyordu.ama tek fark,artık ben konuşurken dinliyordu,kocaman ela gözleri onu ele veriyordu.sadece neden gökyüzünü izlediğini sorduğumda umursamaz bir tavır takınıyordu.

rimelin bir kızın hayatındaki mucizesi

üzüntüden değil sinirden ağlıyorum ben.ellerimi kanatırcasına yoluyorum, uzattığım tırnaklarım ilk kez işe yarıyor.bağıra bağıra ağlıyorum ama.susmak, yenilmek gibi.yenilgiye tahammülüm yok şu an... çenemde biriken damlalar göğsüme düşüp atletimden içeri akıyor.hissettiğim hafif ürperti bu sıcak yaz gününde ağlamamdan bana kar kalıyor.hazır kendimi susturamazken aklıma salakça bir fikir geliyor.hemen banyodan makyaj malzemelerimi karıştırıyorum.ve evet!işte rimel! ağlarken rimeli süremeyeceğim için susuyorum ama çok da uzun bi sessizlik değil bu.birkaç saniye sonra eskisinden de şiddetli ağlamaya başlıyorum.2 dakika kadar sonra salak amacıma ulaşmış bulunuyorum:ağlayan bir kız ve gözyaşlarıyla kendine yol yapmış akan rimel.star tivinin ,yayınlamaktan bıkmadığı, 10 yıl önce çekilen amerikan filmlerindeki esas kızlardan farkım yok artık. sarı plastik bardağımdaki limonatadan bir fırt alıp yatıyorum.sabahleyin bana dün geceden hatıra olarak yer yer siyah bir yastık kılıfı ve yapış yapış plastik bir bardak kalıyor.olsun o da yeter,bende sinir kalmadı ki:)